Bir zamanlar bir bağ sahibi ile bağın arasında söyle bir konuşma geçer. Bağ sahibine derki benim yerime toprağıma bak verimsiz toprağı al yerine verimli toprak getir. Bana zararlı olan taşı dikeni ne varsa benden ayır. Bunları yapar isen suyumuda zamanında verirsen bende sözüm de durur çeşit çeşit meyve ve sebzeler çiçeklere bürünüp göz alıcı bir güzelliğe dönerim. Arkadaşların gelen geçen kim varsa gelirler hem gözleri doyar hem karınları doyar demiş. Malın sahibi bağın her istediğini tek tek yapmış. Bağ o kadar güzel olur ki bırakın içine girip meyvesinden yemeyi yanından geçen bile mest olurmuş. Bağ okadar güzel olmuş ki padişahın kulağına kadar gitmiş bereketi ve güzelliği. Padişah birgün bu bağı görmek ister ve gelir. Geldiğinde mest olur bağın güzelliğinin karşısında padişah bağ sahibini çağırır ne güzel bakmışsın buraya bu memleket te böyle güzel ve bakımlı bir bağ ne gördüm nede duydum diyerek itifat eder.Adam padişahım bu gördüğün bağ bahçe hepsi sana aittir. Bu bahçe padişahın kendisini ziyaret etmesi için bu kadar güzeldir hersey sizindir der. Bu cevabı duyan padişah çok memnun olur adama bir at hediye edip aziz eder bağın sahibini. Padişah artık her fırsatta bağ'a gelir her an görmek ister onu mal sahibi de bundan istifade edip padişah la sohbetdaş olur. Padişaha dost olma şerefine kavuşur. Yani insanoğlu gönül bahçesinin sahibi ile sözleşip en başında verdiğin Ahde sadık kalırsa verdiği sözde durmanın bereketi ile ALLAH CC. Cemalini görmekle Müşerref olur. Hoşçakalın
Yorumlar
Yorum Gönder