Birgün imam Şafii talebelerini alır yanına Bağdat sokaklarında gezerken talebelerinden biri iki adam görür adamlar dini bir konu üzerinde tartışır. İmam Şafii'nin talebesi adamların yanına gelir hayırdır Ağalar sorun nedir diye sorar. Adamlardan biri kendini haklı çıkarmak için ey arkadaş bak imam Şafii bile bu konuda benim dediğimi demiş ve yapmıştır der ama adamın imam Şafii'yi tanıdığı yok. Talebe olay nedir der adamlara Münakaşa edenler olayı anlatırlar talebe şaşırır. Kardeşlerim imam Şafii ne böyle bir şey yapar nede söyler diye müdahale eder ama adam sözünden dönmez. Talebe geri döner imam Şafii'nin huzuruna gelir ey Şeyhim böyle böyle böyle bir olaya şahit oldum der. Adamın biri senin hakkında hiç olmayacak şeyler söyler açıkça iftira eder ben kendini uyardım ama beni dinlemedi der. Bunu duyan imam Şafii iyi ozaman maden seni dinlemedi birde biz varalım huzuruna der. Kalkar varır adamların huzuruna ilk önce imam Şafii olduğunu söylemez gizler kendini adamı dinler oda aynı talebesi gibi yanlışın var imam ne böyle birşeyi yapar nede söyler der. O fitneci imam'ada çıkışır yürü git ihtiyar yoluna imam Şafii hem böyle söylemiş hemde yapmıştır diye. İmam Şafii bakar ki iş uzun olacak gibi değil ortaya koyar kendini imam Şafii benim der. Kardeşim imam Şafii benim ben senin bu dediğini ne yaptım nede söyledim der. Der demesine ama yine inanmaz fitneci hadi oradan sende nerden çıktın imam başkasıdır ve benim dediklerim saf gerçektir diye imama çıkışır. Adam Kördür gerçek imamı bile görmez hale gelir şeytan tutmuş yularından nereye çekse oraya gider. Malesef böyle insanlar çok tanımadığı insan hakkında bile çok kolay yalan söyler ve iftira atarlar hakikati getirir gözünün önüne koyarsın yine inanmazlar. Oysa hakikat kadar dürüstlük kadar güzel birsey yoktur. Allahım sen demediğimizi dedi diyen yapmadığımı yaptı diyenlerden bizleri koru. Hoşçakalın.....
Yorumlar
Yorum Gönder